Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ein mann namens ove (2015)

Resim
soğuk isveç'ten sıcak bir film. ove. huysuz ve tatlı bir adam. küçükken annesini, gençken babasını, yetişkinken çok sevgili sonja'sını yitirir. ve nihayet yaşı nedeniyle işinden de olunca bir an evvel sonja'sına kavuşmak ister.  lakin biraz sakarlık, biraz kader buna izin vermez. bir de yeni komşuları.. iskandinav filmlerinin gerçekçiliği, kendine özgü mizahı ve sıcaklığı. hepsi bu filmde. hepsi güzel. 

tangerines (2013)

Resim
bugün yaptığım en iyi iş bu filmi izlemek oldu. hatta bu haftanın hatta bu ayın. hatta hatta bu yılın en güzel hediyesi oldu kendime. . savaşın içinde sıkışmış dört adam. estonyalı margus, mandalinaları satıp öz vatanına gitmek ister. ama aslında gözü gibi baktığı mandalinalar heba olmasın ister. komşusu yaşlı marangoz ivo da ona yardım eder. çeçen ahmed ile gürcü nika ise anlamsız savaşın figüranlarıdır sadece. filmin sonunda yaşlı ivo'nun ahmed'e dediği gibi; ölüp gittikten sonra kimin öldürdüğü ne farkeder? evet bir mesaj veriyor film. hatta filmin bir sahnesinde "sinema büyük aldatmaca" diye terse manyel vererek istenildiğinde sinemanın ne denli büyük bir güç olacağını da verdiği mesajla gösteriyor bir bakıma. film müziği ile akışı ile öyle bir içine alıyor ki insanı. yavaş ilerlemesine rağmen filmle birlikte siz de akıp gidiyorsunuz. yine nika'nın kalemle kasedini tamir çabası, dama oynarken çalan alaturka müzik, şiş kebap ziyafeti filmin mi

lantana (2001)

Resim
-birini sevmek güçten feragat etmek demektir. aşk, karşılıklı boyun eğmektir. . finaline yakın müslüm baba'dan "son pişmanlık neye yarar" çalınası bir film. ama avustralyalı abilerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden de öpmek lazım. gayet başarılı bir film çıkarmışlar. ilişkiler üzerine bina edilmiş ve bunu öyle büyük kelamlar etmeden, tatava yapmadan yalın bir şekilde anlatmayı başarmış bir film lantana. her ilişkinin olmazsa olması aşk-ihanet-ihtiras. sıradanlıklar, pişmanlıklar, alışkanlıklar, hayal kırıklıkları ile  puzzle gibi birbirine geçen bazen de teğet geçen hayatları bir polisiye olayda başarıyla birleştirmiş abiler! filmde ilmek ilmek birbirine değen hayatlar, her temasta yok artık bu kadar tesadüf filmlerde bile olmaz diyebileceğiniz rastlantılar var elbet. ama bunu naifçe, sıkmadan, sırıtmadan yapıyorlar.. hülasa-ı kelam; ikili ilişkiler ve hatta hayat üzerine sorular soruyor, sordurtuyor film. isteyen ders alır, isteyen sinyör terim gibi de

nocturnal animals (2016)

Resim
konusu, işlenişi çok farklı olsa da dimağda the lobster tadı bırakan bir film. bence başarılı. çok başarılı. sağını solunu kurcalamadan, hakkındaki yorumları okumadan bir oturuşta izledim. beğendin mi? beğendim. fazlasıyla hem. efendim mesajmış, yazar yahut yönetmen orada ne demek istemişmiş, kurgusu nasılmış görsellik kaç numaraymış es geçin. sinema izleyin sadece. herkese alacağı bir şeyleri veriyor zaten. . üç farklı zamanda yahut kulvarda ilerliyor film. ama bunu ve geçişleri gözünüze sokmadan, sıkmadan gayet ustalıkla yapıyor. merak ve bence tempo hiç düşmüyor filmde. arada the revanant'ın görselliğine nazire yapan görseller de bu konuda takıntısı olan abi ve ablalara yeterince ziyafet sunuyor ayrıca. yalan yok. otoyol sahnesinde bayağı bir gerildim. bir haneke gerilimi kaldı burada da dimağda. hani şu yumurtalı filmi haneke'nin. funny games. evet. . romantik gerilim de diyebiliriz pek tabi filme. mavi gözlü abla (amy adams) kitabı okurken biz de pişmanlıkla