bir kaç iyi film

wind river (2017) :


sert bir film. hem iklimsel hem kurgusal anlamda. fakat tüm sertliğine rağmen çok da duygusal aynı zamanda. neredeyse tamamı bembeyaz karlar içinde geçen bu suç ve gizem filmi bu yönüyle buram buram fargo’yu çağrıştırsa da kendine has bir işleyişi var.
fargo çağrışımını söylemişken şirketin güvenlik elemanlarıyla polislerin çatışma sahnesi olağanüstüydü. tabi ki tarantino amca geldi hemen hatırımıza bu sahnede de. yine başta da söylediğim gibi aşırı duygusal sahneler gözlerinizi buğulandırabilir. öyle dram yüklü.
kurgusu, son ana kadar merakınızı teyakkuz halinde tutan akıcı senaryosu ile sağlam bir film olmuş. imdb 8/10 vermiş. ben yarım puan daha artırıp 8,5 verdim helalinden.
.
.
la giusta distanza (2007)

                     
po nehri kıyısında italyanca bir aşk hikayesi.
küçük bir kasaba. gazeteciliğe hevesli platonik aşık 18'lik giovanni. tunuslu hasan. ve güzel mara. naif hikayemizin baş kahramanları.
film, ferzan özpetek filmlerinin sıcaklığında ve yine aynı naiflikte ağır ama hissettirerek ilerliyor. filmin sonlarında hasan'ın mahkemedeki inatçılığı hafiften camus'nun yabancı'sını çağrıştırması. idealist giovanni'nin dinozor avukata 'meslek dersi' vermesi, filmin başında mara'yı getiren otobüsün nehir manzarası eşliğinde yılanvari kıvrılışı dimağda kalan diğer ayrıntılar.
son tahlilde imdb puanı 7/10.  haklı bir puan kanımca.

atomic blonde (2017) :




doğrusu biraz charlize theron, biraz da pazartesi sendromuna saatler kala kafa dağıtmak için izledim. umduğundan iyi çıktı. sıkılmadan, keyifle izledim. casusluk filmlerini sevenler önden buyursun. charlize abla'nın oyunculuğuna zaten diyecek kelamımız yok. ama yakın dövüş sahnelerindeki performansı da oldukça etkileyiciydi.
filmdeki tek eleştirim; beklenmedik finaldeki slow motion çekim. hani olmasaymış iyiymiş.