Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

el sur (1993)

Resim
filmi  biladerim önermişti geçmiş gün. ilk sıraya almıştım izlenecekler arasında. nitekim geçen cumartesi başladım. 20.dakikanda tıkandım. bıraktım. bugün yeniden başladım. başladığım gibi soluksuz bitirdim. havadan mıydı sudan mı yahut içsel devinimlerden mi? bilemem. sonuçta film az evvel bitti. içime bir şey oturdu. kalkmıyor. bir saattir en er mundo'yu dinliyorum. estrella'yı düşünüyorum. babası agustin'i sonra. kendime bakıyorum. geçmişimi gözden geçiriyorum. sonra yine en er mundo dinliyorum.. hem ne diyordu küçük estrella;  “ eninde sonunda herkes gibi büyüdüm. yalnız olmaya alıştım ve mutlluluk hakkında fazla düşünmemeye çalıştım. ” son tahlilde bazı filmler anlatılmaz, izlenir. yine de özetlemek gerekirse; biladerin kritiğinde yazdığı gibi şiir mi izledim, film mi okudum bilemedim. karmaşık hisler. ama yeşil naneyi baba kızla birlikte ben de kokladım. keza o uzun, ağaçlı yolda ben de bindim bisiklete. dahası agustin oldum mektup yazdım. mektup okudum. lokantada o

the hand of god (2021)

Resim
italyan diline ayrı,   maradona'ya ayrı meftun bir fani olarak ağzım açık izledim filmi.  napoli'nin denize açılan dar sokakları sonra... hem izledim. hemi not aldım.

the unforgivable (2021)

Resim
sandra bullock diyorum dostum; büyük oyuncu. öyle ki bu filmde zirve yapmış kanımca. zaten oyunculuğuna güvendiğim için sırf sandra hanım oynuyor diye konusuna bile bakmadan filme daldım. iyi ki de öyle yapmışım. kaldı ki yerli ve yabancı otoriteler, nivyork taymslar, vaşingtın postlar, akademiler, festivalciler ne yazdı, ne azacak hiç bilmiyorum. ama film sağlam sevgili dostlar, aziz romalılar. bence filmi böylesi büyüten elbette ki sandra bullock. çok büyük oynamış çook. filmin neredeyse her sahnesinde ruth'un duygusu bendeydi. öfkesi, hüznü, çilesi, saman alevi mutlulukları ve daha bir sürü şeyi. kader mahkumu deyişini ve bu uğurda ülkemizde yapılanları sevmiyorum. ama ve yine de allah kimsenin de başına vermesin. ruth ablamızın (sandra bullock) başına da böyle bir mahkumiyet geliyor ki, kasaba zaten küçük, 20 yıl sonra iyi halden salınsa bile geçmişi peşini bırakmıyor. iş vermekte hık mık ediyorlar, hor görüyorlar, iteliyorlar, ötekileştiriyorlar. kimse çünkü gerçeği bilmiyor.