fakat müzeyyen bu derin bir tutku - 2014

-bazıları bir'i yarım sayar ve iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. oysa iki lanet sayıdır. kendine yetmez, hep üçe koşar .

-bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki.




son sahnedeki arif'in sonra'larının sonunun gelmeyeceğini düşündüğüm daha doğrusu gelmesini istemediğim (erdal beşikçioğlu) tiradı için bile izlenebilir bir film bana sorarsan. ama seni bilemem tabi!
haa, çoğu vakit olduğu gibi kitabı sevenler filmi sevmeyebilir. eleştirileri de çok olabilir. olsun. saygı duyarım en ibrahim tatlıses ünlemlerimle.
ama son sahne var ya, o son sahne.
işte o sahnenin sonunda arif
-daha fazla çay içmek istemiyorum derken yıkıp geçti ortalığı!
nazım hikmet gösterip necip fazıl vurdu resmen.
"daha fazla çay içmek istemiyorum" dediğinde ahanda bir nazım hikmet güzellemesi (bkz.ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum) geliyor derken  "yokluğunda buldum ben seni sevgili" der gibi necip fazıl'a selam çakarak minik ama etkili bir veda busesiyle uzaklaştı ortamdan.
bize de müzeyyen gibi bakmak kaldı ardından.
...
ama niye müzeyyen?
niye?
.