17.11.2015

saatleri ayarlama enstitüsü - ahmet hamdi tanpınar


söylenmesi kolay okunması zor bir kitap. en azından benim için. öyle bir kitap ki; hani deyim yerinde ise yabancı dil öğrenmek gibi. siz onu bırakırsınız kitap da sizi bırakıyor. bu anlamda biraz da oğuz atay'ın tutunamayanlar'ını hatırlatıyor.
ben bilmeden ve önceden kitabın hazırlığını okudum! 2014 kışında okumaya karar verdim. 2015 kışında kitabı aldım. 2016 kışına doğru da bitirdim. kitabı ilk aldığımda 60 sayfa kadar okuyup bıraktım. sonra ekim ayında yeniden başladım ve ara vermeden tamamladım. 
ara vermeden okunduğunda oldukça keyifli bir kitap.  yer yer düşündüren, yer yer gülümseten. 
son tahlilde sağlam bir kitap.




elbette ki her kitap da olduğu gibi saatler'in de altını çizdiğim bir çok çarpıcı satırı ve cümlesi oldu.
işte onlardan bir kaç tanesi..

* ben aşktan daima kaçtım.hiç sevmedim. belki bir eksiğim oldu. fakat rahatım. aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. şu veya bu şekilde.. fakat daima ödersiniz. hiç bir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.

* hayatımızın bir devrinden sonra başımıza gelen şeylere o kadar hazırlanmış oluyoruz ki, kederimizi kendi içimizde taşır gibi yaşıyoruz.

*eski şapkalarımız, ayakkabılarımız,elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? onlar sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer : kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut "ben artık bir başkasıyım!" diyebilmek saadeti.

14.11.2015

geronimo (2014)

film defterime yazdığım ilk film. izlediğim ikinci tony gatlif filmi.
açıkçası herkesin seveceği türden bir film değil. tony gatlif'i , gadjo dilo'yu.. sevenlerin seveceğini düşünüyorum.

filmden notlara gelince...

 -belki kurguda türk karakterlerin olması, belki sahneler ve belki müzikler nedeniyle bir fatih akın tadı aldım ben filmden.

- filmimiz bir gelinin mirkelam gibi koşmasıyla açılıyor ve sonra tarantino filmlerindeki müzikle olaylar gelişiyor...

- siyasal yahut gönül tandanslı duvar yazılarını ya da "beni yıka"lı araba yazılarını gördüm de at yazılarını ilk kez bir filmde görüyorum. at bu ya at, at... malika seni seviyorum yazmış sürahi kapağı. üstelik nar kırmızısı renkte...



-müzik demişken, bir fransız filminde ibrahim tatlıses'ten uzun hava dinleyeceksin dese birisi önce küfreder sonra kafa atardım. ama bu da oldu... her demet zalım felek....

- filmin adamı otuz saniyelik diyaloglarıyla alex bence.


" neye gülüyorsun alex?"
"meleklere"

- evet tarafsız bakıldığında filmin eleştirilecek pek çok yönü var  belki. ama ve lakin genel manada sevdim ben filmi. hiç bir şey olmasa gençlerin break dans yaparak atışması, otobüsten bozma evin  dayanılmaz çekiciliği ve elbette müthiş müzikler yeter..

son tahlilde sevdim ben filmi doktor, sevdim...

gerenimo trailer - 2014


13.11.2015

Sherika Sherard - Don't Be So Shy

son günlerdeki joy fm klasiği, dilime değil adeta ruhuma dolandı kaç gündür...
belki diyorum sen de seversin...


12.11.2015

korkma ben varım

murat menteş'in okuduğum ikinci kitabı bu.  doğrusu biraz hayal kırıklığı oldu. biraz ama...
hani sinemada gişe rekorları  kırıp devam filmi çekilen filmlerin hep ilk filmin tadını aratması gibi dublorün dilemması'nı dilenip durdum 424 sayfa boyunca.

menteş müthiş bir zeka.  evet, betimlemeleri, teşbihleri baştan çıkarıcı, bazen iç gıcıklayıcı ve hep orjinal. hatta itiraf edeyim kıskanılası!  ulan yüzelli yıldır yazıyorum benim niye aklıma gelmedi dediğim biraz da..

öte yandan  menteş dostumuz, afili betimler ve teşbihler kitabın salt çoğunluğuna hakim olmazsa yayıncı kitabı basmayacakmış gibi "afili edebiyatın" dibine, dibine  vurmuş.  hani kombinin ayarını gereğinden fazla açan kamil amca gibi abartmış betimlemeleri. öyle ki; çok şahane isimli roman karakterlerinin hep aynı tarz ve bitmeyen bir betimleme, espri anlayışına sahip olmasıyla betimleme zehirlenmesi yaşadım şerefsizim.
bir de şebnem şibumi'nin tarih bilgisini okurken sıkıldığım kadar 11 yıllık ilk ve orta öğretim müfredatında sıkılmamıştım.

haa bunları yazdım diye kitabı tu kaka edeceğim sanılmasın. şayet öyle bir yanılgıya düştüyseniz genç bayan ve siz bayım derhal terkedin burayı. lütfen ama...
amacım sadece düdük çalmaktı. para verdik aldık, eleştiri hakkımızı kullanalım değil mi?  hem zaten beğenmediğim kitapları yazmıyor dahası sonuna kadar okumuyorum bunu da alt yazı olarak geçelim lütfen....
.
son tahlilde kitabı, dilemma kadar olmasa da beğendim. hani teşbihte hata olmaz ise tarantino filmi gibi bir kitap. ama hangisi karar veremedim..
pulp fuction, rezervuar dogs, cin sity. belki de hepsinden ortaya karışık... tarantino okusa kesin filmini çekerdi. öyle yani...

peki  tavsiye eder miyim? menteş okurlarına evet.
lakin ilk kez menteş okuyacaklar için hem kronolojik hem duygusal adres : dublorün dilemması.

kitapta  bilhassa fu'nun babası arif tufa'nın hikayesini, bir de mr.spock'ın hikayesini çok sevdim. müntekim gıcırbey ve mektuplarını da sevdim sanırım. hülasa-ı kelam ; okursanız sizin de seveceğiniz bir veya birden fazla karakter olacaktır elbet. ve altını çizeceğiniz bir sürü cümle. benim oldu. ordan biliyorum..



* bazı şeylerin anlamı ortaya çıktığında, o şeylerin kendileri çoktan yitmiş oluyor şebnem. biz aslında kaybettiklerimiziz.

* eski şarkılar neden daha iyidir? çünkü kötüler zaten unutulur.

* gökyüzündeki bir kuşu köşeye sıkıştıramazsın.

* zihnimizì edebiyat dekore eder.

* aşk sonsuzluğa heveslendirirken imkânsızlığa hapseder.

* çocukların güzelliği neşe, kadınların güzelliği acı verir.

* İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor.

* dünyaya bir bak!  bankalara, okullara, siyasi partilere, hastanelere, orduya, holdinglere, borsaya, karakollara, medyaya, adliyelere, trafiğe, fabrikalara iyice bir bak! vergi sistemini, eğlence endüstrisini, asgari ücreti gözden geçir! ve bana temiz bir yer göster!..

*aşk uzlaşmaya, sıradanlığa ve tekdüzeliğe varan yolun birinci etabıdır. hızlı başlarsın. sonra yavaşlarsın. ve bir mezar taşının tepesinde güneşlenen kertenkele gibi objektifleşirsin.

* kim bilir, belki de sadece yanlış yollar vardır. bununla birlikte, size uygun olan yanlış yolu bulmak gerekir yine de.


8.11.2015

closer (2004)

bugün üçüncü kez izlediğim film hakkında çok fazla yoruma gerek yok sanırım.
adamı döven film demişti bir vakit sözlükte biri. bana kalırsa hem dövüyor hem seviyor..
son tahlilde hazır kasım da gelmişken izleyin. belki siz de çok seversiniz..
.

biliyorum - gaye su akyol

ilk notasından itibaren meftunu olduğum şarkı sayısı çok azdır. bu da öyle bir şarkı işte.. aslında yazın tanışmıştım gaye su ile, onurlandırmak bugüne kısmet oldu.
..
yasal uyarı : çocukların ve yaşlıların erişemeyeceği, aşk acısı çekenlerin duyamayacağı bir yerde dinleyin!
.

2.11.2015

the lovers on the bridge (1991)


-

- rüyasında gördüğü kişileri uyanınca aramalı insan. bu, hayatı kolaylaştırır.