korkma ben varım

murat menteş'in okuduğum ikinci kitabı bu.  doğrusu biraz hayal kırıklığı oldu. biraz ama...
hani sinemada gişe rekorları  kırıp devam filmi çekilen filmlerin hep ilk filmin tadını aratması gibi dublorün dilemması'nı dilenip durdum 424 sayfa boyunca.

menteş müthiş bir zeka.  evet, betimlemeleri, teşbihleri baştan çıkarıcı, bazen iç gıcıklayıcı ve hep orjinal. hatta itiraf edeyim kıskanılası!  ulan yüzelli yıldır yazıyorum benim niye aklıma gelmedi dediğim biraz da..

öte yandan  menteş dostumuz, afili betimler ve teşbihler kitabın salt çoğunluğuna hakim olmazsa yayıncı kitabı basmayacakmış gibi "afili edebiyatın" dibine, dibine  vurmuş.  hani kombinin ayarını gereğinden fazla açan kamil amca gibi abartmış betimlemeleri. öyle ki; çok şahane isimli roman karakterlerinin hep aynı tarz ve bitmeyen bir betimleme, espri anlayışına sahip olmasıyla betimleme zehirlenmesi yaşadım şerefsizim.
bir de şebnem şibumi'nin tarih bilgisini okurken sıkıldığım kadar 11 yıllık ilk ve orta öğretim müfredatında sıkılmamıştım.

haa bunları yazdım diye kitabı tu kaka edeceğim sanılmasın. şayet öyle bir yanılgıya düştüyseniz genç bayan ve siz bayım derhal terkedin burayı. lütfen ama...
amacım sadece düdük çalmaktı. para verdik aldık, eleştiri hakkımızı kullanalım değil mi?  hem zaten beğenmediğim kitapları yazmıyor dahası sonuna kadar okumuyorum bunu da alt yazı olarak geçelim lütfen....
.
son tahlilde kitabı, dilemma kadar olmasa da beğendim. hani teşbihte hata olmaz ise tarantino filmi gibi bir kitap. ama hangisi karar veremedim..
pulp fuction, rezervuar dogs, cin sity. belki de hepsinden ortaya karışık... tarantino okusa kesin filmini çekerdi. öyle yani...

peki  tavsiye eder miyim? menteş okurlarına evet.
lakin ilk kez menteş okuyacaklar için hem kronolojik hem duygusal adres : dublorün dilemması.

kitapta  bilhassa fu'nun babası arif tufa'nın hikayesini, bir de mr.spock'ın hikayesini çok sevdim. müntekim gıcırbey ve mektuplarını da sevdim sanırım. hülasa-ı kelam ; okursanız sizin de seveceğiniz bir veya birden fazla karakter olacaktır elbet. ve altını çizeceğiniz bir sürü cümle. benim oldu. ordan biliyorum..



* bazı şeylerin anlamı ortaya çıktığında, o şeylerin kendileri çoktan yitmiş oluyor şebnem. biz aslında kaybettiklerimiziz.

* eski şarkılar neden daha iyidir? çünkü kötüler zaten unutulur.

* gökyüzündeki bir kuşu köşeye sıkıştıramazsın.

* zihnimizì edebiyat dekore eder.

* aşk sonsuzluğa heveslendirirken imkânsızlığa hapseder.

* çocukların güzelliği neşe, kadınların güzelliği acı verir.

* İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor.

* dünyaya bir bak!  bankalara, okullara, siyasi partilere, hastanelere, orduya, holdinglere, borsaya, karakollara, medyaya, adliyelere, trafiğe, fabrikalara iyice bir bak! vergi sistemini, eğlence endüstrisini, asgari ücreti gözden geçir! ve bana temiz bir yer göster!..

*aşk uzlaşmaya, sıradanlığa ve tekdüzeliğe varan yolun birinci etabıdır. hızlı başlarsın. sonra yavaşlarsın. ve bir mezar taşının tepesinde güneşlenen kertenkele gibi objektifleşirsin.

* kim bilir, belki de sadece yanlış yollar vardır. bununla birlikte, size uygun olan yanlış yolu bulmak gerekir yine de.