hepimiz akrebiz


bir belediye otobüsünün en arka koltuğuna oturmuş juno'nun sivri, hınzır ve cüretkar yorumuyla akrepler hakkında bilmediğim her şeyi öğreniyorum!

henüz sayfa 24te tutamadım kendimi. hatta dedim ki şoföre; " kaptan müsait bir yerde" 
"minibüs mü lan bu" dedi. aldırış etmedi. 
ben de durumun müsebbibine yazarım dedim. açtım maili, yumdum gözümü.
yok önce resmi çektim. sonra maili açtım
dedim ki kendime; "peki ama ne yazayım?"
içim dile geldi o sırada ; gerçeği, yalnızca gerçeği...

kitap öyle şahane. ama öyle sivri dilli ki, sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
hınzır yorumlarda misal gülmekten kırıyor ama ve öte yandan sivri ve cüretkar yorumlarla toprağın yedi kat altına gömdüğünde akrepleri " yok yahu o kadar mı kötüü" dedirtiyor.
türk sineması tadında yani. gülerken ağlatıyor. ağlatırken güldürüyor. öyle deli kitap..

ama ve son tahlilde çok nefis olmuş. iyi ki yazmış bu kitabı juno. iyi ki okuyorum. again, again...
.
şarkısız olmaz elbet. 
ve elbetteki scorpions...