la casa de papel



henüz sezon bir, bölüm beşteyim.
prison break ve lost'tan beri beni böylesine heyecanlandıran ilk dizi.
hem de ispanyol. daha ne isterim.
hemen bitmesin isterim.
azar azar izlerim.
lakin merak da ederim.

ispanya kraliyet darphanesine soymaya kalkışan profesör ve ekibini tutarım elbet. yalan yok şimdi.
ama dedektif raquel'e ayrı sempati beslerim.
hani bir vakit hırsız polis dizimiz vardı. mavi ile çınar.
köşeyi dönsem ölüm. düz gitsem hayat.
şimdi işte bir acayip la casa de papel içindeyim.

sen imkansızsın!
sensizlik imkansız diye çığırmak isterim.
lostvari flashbacklerini beğenirim.
profesörün şansını zorlamasına sinirlenirim.
raquel'e üzülürüm.
tokyo'ya az biraz sakin ol derim. rio'ya çocuklaşma diye nasihat ederim.
ama en çok moskova'yı severim. berlin'e uyuz olurum.
nairobi'nin tez vakit çocuğuna kavuşmasını dilerim.
oslo ve helsinki'ye çekinserim. denver'a mesafeliyim.

son tahlilde gerilimi, aksiyonu ve dramı ile sarıp sarmalıyor
ne bedel istiyor ne hesap soruyor
bize de oturup bir güzel izlemek düşüyor

ha unutmadan şarkısına da ayrı meftun oldum.
kayıtlara geçsin lütfen.


final bölümüyle gelen edit : ciao bella hiç bir vakit böyle hüzünlü olmamıştı.